10 Şubat 2013 Pazar

Havvanurcuğumun Doğum Günü...

Sen düzenlisin ben dağlınık...Ben mantıklıyım sen duygusal...Sen olgunsun ben çocuk...Sen idareci ablasın ben yaramaz çocuk.Sen türk kahvesi içmemin tek nedenisin.Kırk yıl hatrın var senin.Bir gülümsemenle beni aydınlatan kadim dostumsun.Sen nezaketsin,içtenliğin samimiyetin sözlük anlamısın Havvacığım .Haa tabiki arada fenalık geçiriyorum gardiyanlıklarından.Şaka bi yana biz geceleri birbirimizin dertlerini düşünüp uyuyamayanlardanız.Biz birbirimizi düşünürken gözleri dolanlardanız.Sen benim hayat arşivimsin.Bana saatlerce kahkaha attırabilen kişisin.Sen dostluğan inanmamın sebebisin.Sen benim biricik Havvamsın.
Bu gün senin doğum günün! Benimde sayılır aslında bu özel gününde sana duygularımı bu şekilde iletmek istedim.İyiki doğdun iyiki varsın.SENİ ÇOOOOKK SEVİYORUM .  Ben de pasta istiyorumm. 
    

 Cansel Hoş
                

9 Şubat 2013 Cumartesi

Hayatımınn derinlikleriiii


   Mutlu olmak için çok sebep var aslında. Tabi mutlu olmayı bilen biri için.  Hayatın güzelliklerini görebilmek gerekir bazen. Küçücük şeylerden bile mutlu olabilmek gerek… Mesela yeni ve güzel şarkılar bulduğumda sevinirim ben çocuk gibi mutlu olurum. Ya da arkadaşlarım geldiğinde içim içime sığmaz. Annem hakkımda ufacık güzel bir şey söylese bile sevinirim. Güzel resimler yaparım… Sonra onlara her baktığımda içimde mutluluk oluşur. Ya da yeni ve güzel kitaplar alırım kendime. Hepsi beni ayrı ayrı heyecanlandırır. Sıkıntımı kitap okuyarak geçiririm çoğu zaman. Birde en çok sonbahar geldiğinde mutlu olurum. İçimde büsbüyük bir sevinç olur o mevsimde. Kendimi iyi hissetmeme yarayan mevsimdir sonbahar. Beni mutlu eden mevsim…
Demek istediğim mutlu olmak o kadar da zor değil aslında. Tüm kötü olaylara rağmen önemli olan mutlu kalabilmek değil midir zaten? Hayata karşı gülümsersek hayat bizle savaşmaktan vazgeçer belki…
         

             

Müzik duygularımızın en açık dilidir.


   Canım sıkıldığında, mutlu olduğumda,hüzünlendiğim de kısacası her an müzik dinleyebilirim. Müzik benim kurtarıcım belki de.Beni bu saçma hayattan kurtarıyor.Kendi dünyasının içine alıyor beni de. Tüm dünyadan soyutlanıp müziğin ritmine ayak uydurmak ne kadar da zevk verici.
Bir de şarkıların sana anımsattıkları vardır.Sevgilini,aileni, arkadaşlarını… Dinleyince yaşadığınız anılar,sevinçleriniz, üzüntüleriniz gözünüzün önünden geçer bir bir. Şarkıyı duyduğunuz da tek aklınıza gelen kişi olur o şarkının sahibi yada size o şarkıyı sevdiren…
Benim sırf onu düşünmek için dinlediğim şarkılar vardır mesela.Ve o şarkılara anlam katan tek bir adam. O adam olmasaydı o şarkıların bir anlamı olmazdı mesela.Bazı şarkılar onu anlatıyor bana. Sanki bilerek yazılmış gibi.Sanki sırf ben dinleyeyim diye.
Bu yüzden müzik dinlemeyi seviyorum.Bana anımsattıkları için.Beni bu dünyadan kurtardığı için.Ve daha bir çok şey için…
  
    

Bağlanmak??


  İnanırsınız. Ne derse son harfine kadar inanırsınız. Hiç şüphe etmeden, içinde bir gram kuşku olmadan inanırsınız. Ona öyle bağlanırsınız ki kendinizi onsuz düşünemezsiniz. Taa içinizde hissedersiniz onu. Biraz geç cevap atsa hemen kızarsınız aklınıza türlü şeyler gelir. Hiç bitmeycek bir rüyada sanarsınız kendinizi. Ve sonra ne olur biliyor musunuz ? Bi anda soğursunuz birbirinizden, en ufak şeyleri dağlar kadar büyütürsünüz, rüya sona ermektedir artık, büyü bozuluyordur. Bu yüzden kimseye bağlanmayın, çünkü her ilişki budur.

                Can Yücel'in de Dediği Gibi Bağlanmayacaksın Bir Şeye Öyle Körü Körüne...
 

Mükemmel Değilim.


   Mükemmel değilim,olmak gibi bir çabam da yok. İnsanların istediğini yapıp hayatımdan vazgeçmedim. Kimseyi yarı yolda bırakmadım. Ne bir melek kadar iyiyim ne de kötü. Allah istemiş ve yaşıyorum,ve yaşadığım bu süre içinde insanlar hakkımda istediklerini düşünebilir. Bu umurumda olmaz. Çünkü onlar da mükemmel değiller.

  
   

 

   Mükemmel değilim, hatalar yapıyor ve insanları incitiyorum; ama yine de eğer özür diliyorsam, gerçekten özür diliyorumdur.


  

Heeyyyy !!


   Bende saçımı rengarenk boyayıp,bir karavan alıp,en yakın arkadaşımla seyahat etmek,sadece gezmek istiyorum.Karavanda uyanıp,karavanda uyumak istiyorum.Kışın Londra’ya,yazın ise göl kenarına gidip karavan ile orada yaşamak istiyorum.Arkadaşımla yaz akşamları ateş yakıp gitar çalmak,bol bol sohbet etmek istiyorum.Gün batımını izleyerek dalmak istiyorum uykuya...Ben gençliğimi yaşamak istiyorum.
                     ÇÜNKÜ BEN GENCİM...
          
             

7 Şubat 2013 Perşembe

HAYATIMDA BİR ŞEYLERİN DÜZGÜN GİTMESİ GEREK...


     Yani direk olumsuz girmek istemiyordum fakat şöyle bir gözden geçirdiğim zaman da hayatımda kahkahalarla gülünecek kadar olumlu bir şey olmadığını farkediyorum zaten.
Sıradan bir liseliyim,tabi ergen triplerinde olacağım öyle değil mi? Hayır hayır,bence buna mecburum,öyle geliyor bana.Hayatımda kayda değer hiçbir şey olmamasına rağmen bir şeyleri paylaşmak istediğim için açtım zaten bloğu,hiçliği paylaşmak nasıl oluyorsa artık...
     Sıradan bir liseli olmama rağmen hayatın çoğu iğrenç,üzüntülü yüzlerini,hayatta en sevdigin insanların erken gittiğini gördüm.Kötü zamanların ne demek olduğunu biliyorum yani.Ama şu ergenliğin dibinde olan 'Justin Bieber konserine gidemedim diye bileklerimi kestim.' tiplerinden değilim merak etmeyin.Hiçte olmadım.Eğer bilekleri kesmenin bir acı gösterisi olduğuna inansaydım emin olun bırakın kolları bacaklarıma falan geçerdim herhalde.
Tabi öyle her gün ağlayan hayatına acıyan biride değilim sakın sakın,sadece daha güzel olabilirdi.Hepinizin hayatınızın sevmediğiniz yönlerini silmek istersiniz,herkesin içinde küçük düştüklerinizi falan mesela,diğerleri unutur da siz hiç unutmazsınız ya o küçük düşürücü anları,hayatımda öyle zamanları koleksiyon yapıyorum bende.Küçük düşürüldüğüm söylenemez ama aklımdan çıkmayan çok sayıda olay var.Biraz daha açmalıyım değil mi?Eğer paylaşmak istiyorsam biraz daha tanıtmalıyım kendimi.
Adım Cansel .Doğma büyüme Ankaralıyım ya la.Okula erken başlayınca yaşıtlarımla aynı sınıfa gitmiyorum .16 yaşındayım ve lise 3 e gidiyorum.Dediğim gibi sadece 8. sınıfta çalışıp Anadolu lisesini kazanan ve ilerleyen bir kızım.Önemli olan ne mi?Ben çaresizlik ne biliyorum.Sözlük anlamını değil,çaresizlik nasıl bir kavramdır ki?Eminim senle benim kafamızdakiler değişiktir mesela.Kimileri için çaresizlik şudur herhalde,arada bir düşünüp gülebilirsiniz bu tarzda insanlara,iyi geliyor;
    ''Uf,ayrılsam mı ayrılmasam mı ya?Biliyorum çok üzülecek ama sevmiyorum ne yapıyım.Çok çaresizim.''
Demiştim ya gülebilirsiniz diye,buyurun gülün,şahsen bana komik geliyor çünkü.Gerçekten çaresizliğin bu olmadığını bilseler keşke...
                                     
                                                ÇARESİZLİK BU DEĞİLLLLLL!!!

                                                                                     

                                                                                      Cansel HOŞ

6 Şubat 2013 Çarşamba

HAYAT DEDİKLERİ...

              
    İğrenç ötesi bir film içerisindeyiz hepimiz.Ben bu filmden çok sıkıldım.Neden?,Nasıl?,Niçin? gibi soruları sormaktan nefret ediyorum kendime...
   Ama insanın nefret ettiği her şey başına geliyo bu filmde...
Ne kadar umursamazca yaşasan da bu filmi bir şeyleri dert ediyorum ve hep birileri tarafından yanlış anlaşılıyorum.Neyse gece gece çenem düştü herkese iyi geceler :)



                                                                                                                                  
                                                                                                         Cansel HOŞ                     
                  

5 Şubat 2013 Salı

VAR MIIIII ?

    Arkadaşlığın bana göre tek bir tanımı yoktur.Paylaşmak,güvenmek,fedakarlık,açık sözlülük...
Hayat dümdüz bir yol değildir.Herkesin hayatında dönem dönem inişler çıkışlar,olumsuzluklar vardır.Bu yüzden her gün mutlu olacagız diye de bir şey yoktur.Ama kendimizi kötü hissettiğimizde yanımızda bir destek isteriz, bir dost.Önemli olan bana göre gerçek dostu bulabilmektir.Mutsuz olduğunuz zaman yanınızda bir sürü kişiyi bulabilirsin peki ya mutsuz olduğun zaman o insanlar yanınızda mıdır ? İşte dostluk mum ışığına benzer,ortalığa karanlık hakim olduğunda ancak belli olur.
   Arkadaşlık bir insanla günde 6-7 saat konuşmak,yaşadığı her şeyi bilmek değildir.Başı sıkıştıında herkesten önce senin koşmandır,onu kimseye muhtaç ettirmemendir.İşte bunları yapabiliyorsan eğer sen gerçek bir arkadaşsın.
   Arkadaşlık bu devirde peynir,su gibi değerlidir.Tabi gerçekten gerçek arkadaşın varsaaaaa...
                           
                                                HADİ SÖYLE BAKALIM VAR MI ????



                                                                                                     Cansel HOŞ

Boşlukta mıyım neyim ?

 

Uzun zamandır nerede olduğumu bilmiyorum. kendimi bir kavanozun içine hapsedilmiş bir balık gibi hissediyorum.önüme çıkan engeller aşmaya çalıştıkça daha da yükseliyorlar.öyle kaptırıyorum ki bazen kendimi gerçekten yaşadığımı bile unutuyorum. sınavlar,okul,ev hepsi hayatımdan bir şey götürüyor.çok boş hissediyorum kendimi...söyleyecek sözlerim, bağıracak sesim yokmuş gibi geliyor.Her şeyin sıradanlaştığını görmek ne kadar kötü.. tamda bu yüzden yeni bir ülke yeni bir hayat bulmalı-hiç kullanılmamış, sıfırdan...





Cansel HOŞ