26 Kasım 2013 Salı

ÖYLE

Sonra dayanamıyorsun.Her şeyi içine atmaktan yavaş yavaş tükendiğini hissediyorsun.Seni çok iyi anlıyorum diyen herkesin ,seni anlamadığını görüyorsun.En yakınından uzaklaşıyorsun.Yapabildiğin en iyi şeyin ,yazmak olduğunu görüyorsun.Yazıyorsun.Herkesten saklasan da gizlesen de tükeniyorsun.Hani o dışarıya verdiğin mutluyum imajı var ya,içini yiyip bitiriyor.Biri gelse ve gerçekten de tam anlamıyla yanında olsa,düzeleceksin gibi geliyor.Ama o kadar çok yenilgiye uğradın ki sevmede değer verme,bir yanın hep kimseye güvenme diyor .O yanına yenilmeye başladığın zaman,asıl acıları tatmaya da başlıyorsun.İşte o anlar kalbinin,aklını yendiği anlar oluyor.Ve benim kalbim aklımı hep yeniyor.Değer vermekte bir sorun yokta,aynı önemi,ilgiyi,sevgiyi,değeri göremeyince başlıyor asıl sorun.Asıl sorunlar,asıl canını yakanlar oluyor.Birde yitirdiklerin var ,dönülmez yolda bıraktıkların,geri dönmeyeceğini ezberlediklerin.Hani her yerde derler ya ''hayat devam ediyor'' aynen öyle.Ne giden geri geliyor,ne kalanlar değerini biliyor,ne yerin,ne de kıymetin değişiyor.Sen sadece günden güne eriyorsun,tükeniyorsun,hissizleşiyorsun.Ama gerçekten de bir gün aklım bu savaştan üstün çıkarsa,o zaman tam anlamıyla sevdiğim insanlar,tam anlamıyla soğukluğu tadacaklar..

23 Ağustos 2013 Cuma

Özet

Bazen diyorum sil lan her yerden sil kontrol etme.Ne twitter'ını ne facebook'unu kontrol etme.Bakma ne yapmış,ne yazmış,nereye gitmiş,kimi favlamış.İlgilendirmiyor seni.Sevgilin mi?Hayır.Sadece senin olmadığı halde her şeyinmiş gibi sahiplendiğin kişi bakıyor mu ? Umursuyor mu seni ? Gittiğin yerleri ezberliyor mu? Aklına kazıyor mu yaptıklarını ? HAYIR.
Onun hiç canı yanmıyor.
Çünkü seni sevmiyor..




Mesafelerin Taaaa -,-

Zaten kimsenin okumayacağını biliyorum, okuyanların da kim olduklarını üç aşağıya beş yukarı biliyorum. Hepsi iyi tanıyan insanlar beni, aslında buraya yazacaklarımı çok çok önceden bilen insanlar.
Hayatta o kadar yalnızdır ki insanoğlu, her daim yanındayım diyenler bile bir nefes, binlerce kilometre uzağındadır aslında. Mesafelerin önemi yok denir hep sevdalarda, gerçekten yok mudur acaba? Yoksa mesafeler yüzünden mi ayakta kalıyor ilişkiler, yoksa hasret duygusu mu ayakta tutuyor sevgileri/aşkları. Aslında güvendir mesafeleri bile hiçe saymayı gerçek kılan.
Her şeye gücü yeten insanoğlu mesafeler yüzünden acı çekebiliyor, sevdiğinin en zor anında yanında olamıyorsun. Ya da tam tersi en zor anında yanında sevdiğini istiyorsun ama arada binlerce kilometrelik mesafeleri görüyorsun. Tam 22 Saatlik yol, 22 Saat ve sonunda mutluluk olan bir yol. Tabi geri dönmemek üzere gidersen sonunda kalıcı mutluluk olan bir yol.
"Hasret Çektim, Gönül Verdim." diyor şarkı sözünde, hasretlik acısının nasıl bir şey olduğunu anlatmaya çalışır derecede. Neyse gereksiz yere saçmalamaya başladım galiba. Yine bir kaç satır yazayım derken işin içine ettim ve bırakıp gidesim var.
Yine son söz olarak tavsiye vereceğim tabi okuyan olursa onlara. Siz siz olun yanınızdaysa sevdiğiniz kıymetini bilin, araya mesafe girdiğinde yaşadığınız acıyı tahmin bile edemezsiniz. Ve inanın yaşamak isteyeceğiniz son histir araya mesafe girince duyulan özlem duygusu. İnsanı içten içe kemirir ve yapacak bir şey bulamazsın ya çaresizliğin en doruk noktası o andır. Bir gün, bir hafta yanında olmak bile size bir ömür yetebilecek sevdiğinizden binlerce kilometre uzakta olursunuz bir anda acının daniskasını yaşarsınız.Ben yaşamadım,Hilal'den esinlendim.Bu yazımı da onun için yazdım..
Neyse sağlıcakla kalın...

18 Ağustos 2013 Pazar

Sen hala neyi bekliyon heyy :))) ?

Zaman ne çabuk geçiyor değil mı? Tek bir şarkıyla gidiyorsun uzaklara ve sonra gün doğuyor bitiriyor değil mi acısı?Başın dönüyor adımlarını sayamıyorsun,gülüyorsun ama için acıyor değil mi? Sıkılıyorsun bazen de aklına bile gelmiyor canını en çok yakan şey? Biliyorum yalnız değilsin diyorlar ama gene tek başına kalıyorsun değil mi? Ders alman gereken dünlerin var, uslanmayacağın yarınların,etrafında insanlar.Sahte gülüşleri var,bilsen de içine attığın çaktırmadıkların .Geçmişin olanların yaptıklarından dolayı ödediği bedeller var,en mutlu olduğun yerin mutsuz anılara olan şahitliği var,biliyorum.Bitmez ya,bu başka deyip yeni aşka farkına varmadan tutulmuşluğun var,bakışında donduğun,gülüşüyle ısındığın geceler var,kim bilir.Sakın karıştırma ben o değilim özür dilerim.Belkide değilim belki son da olamam,konusu açılır sana kızar hafiften sitem ederim.Susarım yaşadığın geçmiş neyse benimdir derim,kendi kendimi yerim.İnsanlar bakmak istedikleri yerden bakar hayata..bense senin baktığın yerden seni izlerim. Hadi moralini bozma gülümse canısı ,dünyanın en güzel yeri kişiye göre değişir ama senin en güzel yerin yanımsa eğer,seni ölene dek seveceğim.


17 Ağustos 2013 Cumartesi

Hepsi bu

Çek bir sandalye,otur.Al eline defterini ,çevir tek tek
yapraklarını.Aralarda ona yazdığın sözleri ve şiirleri oku.
Sonra boş bir sayfa bul defterinden,al eline defteri ve nefretini
kusarcasına yazmaya başla.İçini dök mısralara,kendini bul her
satırda.Ardından bırak yazmayı.Düşün geçmişi ve biraz
tebessüm et,sonra o gelsin aklına.Çektirdiği tüm acılar,
haksızlıklar üzsün,ve hatta bu yüzden ağlamaya başla.Sonra sil gözyaşlarını.
Ve deki;'onu unutmalıyım,atmalıyım kalbimden.'
Lanet et her şeye ve tekrardan ağlamaya başla.Yeniden gelsin
anılarınız aklına.Sonra aç sizin şarkımızı.Sesini kulaklarında
hisset,yanında olduğunu farz et;hiç gitmemiş gibi..Ve sonra
yine devam et duygularını kalem ile deftere iletmeye.Gözün
masanın üstündeki resminize ilişsin.Ne kadar bakmak istemesen
de al eline resminizi.Sonra bir öpücük kondur yanağına.Ardından
devam et yazmaya,son olarak;'attığın her adımda,aldığın her
solukta,söylediğin her sözde,mutlu olduğun her günde beni
hatırla sevdiğim..'diyerek söküp at hayatından onu.Ve hayatını
bitirircesine koy cümlelerine son noktanı.Ve dal hayallere,
mutluluğu yaşa yalandan.Ertesi sabaha bir adım daha yaklaş
ölümüne..

   

20 Temmuz 2013 Cumartesi

Gece gece çenem düşüyor kusura bakmıyorsunuz dimi ????

Aslında çok şey anlatabilirim. Anlatasım da var ama…

Ama işte, aması var, birden dur diyorum. Neden anlatasın ki, neden yani? Yazmak ya da anlatmak çözüm değildi ki. Anlamazdı insanlar.

Anlatmalıydım oysa, kaybedecek hiçbir şey kalmadığında ne hale geldiğimi, gelebileceğimi, sonu gördüğümde nasıl kendimi aşağılara korkusuzca bıraktığımı, yalnızlıktan hiç korkmadığımı aksine ona 

Yine yazacak onlarca şeyim var ama nasıl anlatsam bilemiyorum ki konulu gecelerden birindeyiz işte.
Hepsi bu.

Anlatmalıydım oysa, her şeyi, mutlu olduğum o bir kaç saniyeyi, sonra yine soğuk ülkeme nasıl döndüğümü, sevdiğimin bir kaç insanın gülüşüne sebep olduğumda ki mutlu olan beni, kaçmak istediğim anları, mecburiyetlere olan karşıtlığımı, derinlere dalıp nasıl nefessiz kaldığımı, yaşar gibi yapıp öldüğümü, gitmişliğimi gelmişliğimi, boşluklarımı ve yokluklarımı..

Yine anlatacak çok şeyim var ama ne anlatsam anlayacak biri var, ne de benim öyle saatlerce anlatasım, susayım, anlasın konulu gecelerden birindeyiz işte
Hepsi bu.


Öyle işte.

Uyusam mı ki?

Bu Benim Şarkım Taam mı ?

Hadi gelin yine itiraf edelim her zamanki gibi. Sizin de çok sevdiğiniz şarkılar var biliyorum. Var işte olum, söylemiyorsunuz kimseye, altın gibi saklıyorsunuz. Paylaştığınız şarkılar arasında bazı şarkılar hiç olmayacak. Sadece siz bileceksiniz. Sadece siz dinleyeceksiniz, sanki sizinmiş gibi.                                                                                                
Kıskanıyorsunuz, çekemiyorsunuz dimi. Mükemmel olan şeylerin daha çok bilinip çoğalmasını istemiyorsunuz. Biliyorum, ben de öyleyim çünkü, herkes öyle. Çok pislik bir şey aslında bu, çok malız. Şarkı değil mi alt tarafı? Evet, şarkı. Yedi nota lan alt tarafı, sadece yedi. Ne olabilir ki? Sadece yedi notadan oluşan bir şarkı, neden paylaşılmak istenmez?                                                            
Galiba mucize buna deniyor. yedi nota, milyarlarca duygu. Çok ilginç bence, gerçekten mucize. Demek müzik güzel bir şey, ne bileyim. O yedi nota, bize paylaşmak istemeyeceğimiz şarkılar meydana getirtiyor. Ben memnunum bu durumdan zaten. Notalar kimsenin duymasını istemeyeceğimiz şarkılar yaratmaya devam etsin, biz de o şarkıları saklamaya devam edelim. 
Kenarda, kuytu bir yerde dursun.